ABHAZYA’DAN MEKTUP VAR





From: KALMIK  (Original Message) Sent: 5/14/2008 11:25 AM






Abhazya’dan mektup var…


Değerli Hemşerilerim,


Yıllardan beri hepimizin hayallerini süsleyen, gündemimizin en başında yer alan, anavatana yönelik çalışmalarımızın en başını çeken ama bir türlü istediğimiz sonuçları alamadığımız bir hikâyemizin, madalyonun öbür yüzüyle farklı bir bakış açısıyla sizlerle paylaşmak istedim.


ANAVATANA GERİYE DÖNÜŞ SÜRECİ


Bu konuda geçtiğimiz yıllar içerisinde birçok şey yazıldı, çizildi. Birçok toplantılar, konferanslar yapıldı. Yüzlerce simalar değişti, anavatana gidildi oradan diaspora gezileri düzenlendi. Yeri geldi birbirimizi, yeri geldi anavatanı, yeri geldi tarihimizi, yeri geldi kurumlarımızı suçladık, eleştirdik ama sonuç itibariyle maalesef genel gidişatı, süreci, alnımıza yazılan bu kara tarihi bir türlü değiştiremedik.

NEDEN?


Eğer hepimiz aslımızı inkâr etmeden dünyanın neresinde olursak olalım gurur duyarak Abazayız diyebiliyorsak, tarihimize, dilimize, adetlerimize sahip çıkıyorsak, kendi şahsi kapris ve çıkarlarımızı bir yana bırakarak vatanımızın ve halkımızın ortak çıkarlarında bir araya gelebiliyorsak, şehitlerimizin bize bıraktıkları ama yarın hesabını soracakları o büyük sorumluluğun farkındaysak, çocuklarımıza bizim diyebilecekleri, kendi dillerini konuşup kültürlerini yaşatabilecekleri bir vatan toprak parçası bırakmak istiyorsak


NEDEN?


Çocukluk dönemlerimde Abhaz kimliğimin ve tarihimizin bilincine vardığım andan itibaren gurur duyarak haykırdığım ABHAZ kimliğimden ve beni yetiştiren, karakterime şeklini veren toplumumdan aldığım güçle en yüksek ulaşılabilecek noktaya gelmişken yani birçok arkadaşımın sen başardın ne sanşlısın dedikleri gibi anavatana dönüp burada yaşamayı ve bir yerlere gelebilmeyi başarmışken, neydi bu içimde beni bir türlü rahat bırakmayan, geceleri uykumu kaçıran, beni içten içe yiyen şey neydi.


NEYDİ?


beni tüm ailemi yarı yolda bırakarak Kandid Tarbanin Türkiye’de ekip kurup uzun bir dönem çalıştıktan sonra ailevi problemlerimden dolayı gidemediğim daha sonra yemin ederek herkesi ve her şeyi bir kenara bırakıp anavatana gelmeye zorlayan şey neydi.


NEYDİ?


Savaş zamanı bir takım insanlarımız duymazdan, umursamazdan gelirken ya da birileri anavatanı terk edip kaçarken bizi savaşa, hayatımızı tehlikeye atmaya iten şey neydi. Savaş sonrası o zorlu yıllarda açlık ve sefaleti çekerek, yeri geldiğinde diasporamızdan yardım olarak gelen çocuk mamalarıyla ailemizi aç bırakmayarak ayakta tutmaya çalıştıran şey neydi.


NEYDİ?


Savaş sonrası dönemde aturka diyerek anıldığımızda, ya da ataları kaçıp gidenlerin torunları hikâyelerini dinlerken bize güç veren neydi.


Lütfen bu neydilerin adını koymamda bana yardımcı olun, içinden çıkamadığım bu karanlık tünelde karma karışık duygularımın içerisinde bana bir yol gösterin.


Daha ne söylememiz yada ne yapmamız gerekiyordu ki insanlarımıza, arkadaşlarımıza, büyüklerimize herkese nasıl anlatmalıydık ki anavatanımıza, dilimize, kültürümüze, tarihimize sahip çıkabilmenin, koruyabilmenin, yaşatabilmenin yegane yerinin Abhazya olduğunu ve dolayısıyla anavatana geriye dönüşle sağlanabileceğini anlatabilmek için. Tüm eksik ve yanlışlarına rağmen bugün Abazayım dememizi sağlayabilen bir anavatanımız varsa Abhazya’da yaşayan, tüm zorluk, işkence ve baskılara rağmen bu topraklarda yaşamlarını sürdürmeyi başarabilmiş o kardeşlerimize, o analara , o babalara borçlu olduğumuzu. Bugün gelin mücadelemizde bir elde siz verin bir ses te siz olun diyen insanlarımızın onurlu mücadelelerini.


Gelin suçlayalım birbirimizi senelerden beri yaptığımız gibi diaspora olarak biz anavatandakileri Ruslaşmakla, gürcüleşmekle, Hıristiyanlaşmak yada dinsizleşmekle, çok içki içmekle, Abazacayı iyi konuşamamakla, örf ve adetlerimiz unutmakla, diasporaya sahip çıkmamakla, kardeş kardeşi vurmakla, çalıp çırpmakla. Yada tam tersi anavatan olarak diasporayı mücadelen kaçmakla, vatana sahip çıkmamakla, Türkleşmekle, Müslümanlaşmakla, geriye dönmemekle, tüm yıllar içerisinde en basit şekliyle en kolay alabileceğimiz Abhazya vatandaşlığını bile almamakla, ayda birer dolar bile olsa toparlayıp anavatandaki problemlerin çözümünde katkıda bulunmamakla, bir kişiden oluşan Abhazya temsilcisine 400,000 kişilik Abhaz diasporası olarak sahip çıkamamakla. Nereye kadar değerli hemşerilerim nereye kadar ve ne zamana kadar. Eğer gerekiyorsa gelin suçlayalım, tartışalım ama bunun da yeri Abhazya olsun.


Zaman bizim aleyhimize hızla akıp giderken, getiremediğimiz diaspora nüfusumuzun yerine diğer tüm milletlerden insanlar akın akın Abhazya gelip demografik yapılanmamız param parça olurken, diasporada her geçen sene kimliğimizi tüm değerleriyle beraber biraz daha kaybederken nereye kadar.


Bu vatan, bu tarih bizim değerli hemşerilerim. Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım hayat mücadelesini, geçim savaşını vermek zorundayız ve veriyoruz. Ama verdiğiniz bu mücadele sizden sonra bırakacaklarınız için yeterli ve doğru olacak mıdır? Anavatanda bir saniye bile görmeye duymaya dayanamadığımız mücadeleleri bulunduğunuz yerlerde vermiyor musunuz?


O zaman gelin bu mücadeleyi, birlikte anavatanda verelim. Gelin biraz zorlanalım, belki bir dönem işsiz kalalım, evimizi biraz geç alalım, anlaşılamayalım, anlatamayalım ama en azından bu zorlukları biz çeker sırtlanabilirsek bizden sonrakilere, çocuklarımıza, gelecek nesillerimize istediğimiz gibi bir yaşam ve vatan bırakalım.


Tüm değerli hemşerilerime bir kez daha seslenmek istiyorum. İnanın Abhazya 10-15 sene evvel bildiğiniz yada bıraktığınız Abhazya değil. Hızla kabuk değiştirmekte, ekonomisiyle, politikasıyla, askeri ve polisiyle, parlamentosu, hükümeti ve muhalefetiyle, tüm demokratik kurum ve kuruluşlarıyla her geçen gün daha ileriye gitmektedir. Geçmişteki sıkıntılar her gecen sene azalmakta, turizm başta olmak üzere inşaat, mobilyacılık, hayvancılık, gıda gibi bir çok sektörde genel olarak ekonomik büyüme ve kalkınmasıyla, genişleyen pazar ağıyla, Rusya pazarı ve 2014 kış olimpiyatlarıyla büyük imkânlar sunmaktadır. Bu gelişen ekonomimizin en büyük problemlerinden biri iş gücü, kalifiye eleman kısacası insan faktörüdür. Bu sektörlerde kazanç miktarları birçok ülkeye nazaran daha iyi rakamlara ulaşmıştır. Bu sebepledir ki bizim dolduramadığımız insan açığı baska milletler tarafından hızla doldurulmaktadır.


Tüm yetersiz imkanlarıyla bugün Abhazya hükümeti geriye dönen insanlarımıza ev verebiliyorsa (yurt dışında yıllarca çalışırız en azından emekli olduğumda elime topluca geçecek parayla kafamızı sokabilecek bir ev sahibi olabilelim diye), ya da kendi seçtiğimiz bir evin alımında maddi destekte bulunuyorsa, işyeri açmak ve yatırım yapmak isteyenlere kira bedellerinden, vergi ödemelerine kadar bir çok imtiyaz verebiliyorsa, ilk 5 sene içerisinde çocuklarımızın tüm okul ve sağlık masraflarını karşılayabiliyorsa buna rağmen Abhazya da yaşayan bir çok insan halen ev sahibi değilken ya da ayda 50 dolar emekli maaşlarıyla geçimlerini sağlayabiliyorken, hükümetin eğitimden askeriyesine, sağlık hizmetlerinden belediye hizmetlerine kadar tüm hayatın en gerekli ve en önemli konularında yeni bir yapılanmaya girildiğinden ve bir çok projeye başlanmasından dolayı ekonomik yeterlilik olarak en sıkıntılı günlerden geçtiği göz önüne alınırsa halen anavatanda bizi istiyorlar mı gibi sorular yöneltmenin doğru olmayacağını düşünüyorum.


Gelin bu yeni yapılanmada diaspora olarak bizde gerekli olan, üzerimize düşen yeri alalım. Savaş zamanında kazandığımız o zaferi ve bayrağı hep beraber ileriye taşıyalım. Ve de böylelikle Abhazya’nın haklı bağımsızlığının uluslararası ortamda tanındığında, ekonomik ve demokratik yapılanması tamamlandığında bu çorbada bizimde tuzumuzun olduğunu bilerek gururla, sevinçle bir kez daha tüm dünyaya haykıralım.


APSNI APSUWA YRIPSADGILUP


Abhazya Parlamentosu Milletvekili


Yurt Dışındaki Soydaşlarla İlişkiler Komitesi Başkanı


Soner GOGUA

Share Button