Soçi ve Erivan Analizi

6391

Soçi ve Erivan Analizi

20 Şubat 2016 Cumartesi Saat 00:21

Türkiye, Olimpik yapıların inşasına katılan çok sayıda Türk yatırımcının ve inşaat şirketinin söz konusu olduğu Soçi’deki Kış Olimpiyatlarına itiraz etmedi ve bunu bir para kazanma fırsatı olarak değerlendirdi. Erdoğan, Türkiye ve Rusya arasındaki sıcak ilişkileri muhafaza etmek adına, şahsen açılış seremonisine ve bir kısım oyunlara katıldı. Ne yazık ki, Türkiye’de Rus yanlısı bazı Çerkes işadamları dahi, Soçi Olimpiyatları için tatil köylerinin, otellerin ve diğer yapıların inşasında görev aldı. Soçi’deki Marriott Hotel de bu otellerden bir tanesi idi.

14 Şubat 2016

Ortak Yazarlar: Adel Bashqawi ve Garegin Nalbandian, Jeopolitik Kulüp-Los Engeles

Birçok insan muhtemelen 2014 kış olimpiyatlarını hatırlar ve Kış Olimpik Oyunlarının cereyan ettiği Soçi’deki Olimpik Kompleksi görmüştür. Fakat az sayıda insan, etnik temizlikten kaçan çok sayıda Çerkesin orada Rus Ordusu tarafından katledilmesi sebebiyle Çerkeslerin muazzez olarak bildiği, Soçi’nin bir parçasını, Rusya’nın özellikle seçtiği gerçeğini bilir.

Türkiye, Olimpik yapıların inşasına katılan çok sayıda Türk yatırımcının ve inşaat şirketinin söz konusu olduğu Soçi’deki Kış Olimpiyatlarına itiraz etmedi ve bunu bir para kazanma fırsatı olarak değerlendirdi. Erdoğan, Türkiye ve Rusya arasındaki sıcak ilişkileri muhafaza etmek adına, şahsen açılış seremonisine ve bir kısım oyunlara katıldı. Ne yazık ki, Türkiye’de Rus yanlısı bazı Çerkes işadamları dahi, Soçi Olimpiyatları için tatil köylerinin, otellerin ve diğer yapıların inşasında görev aldı. Soçi’deki Marriott Hotel de bu otellerden bir tanesi idi.

O zamanlar, Erdoğan’ın Putin ile ya da Rusya ile problemleri yoktu ve  “Para Hükmeder” kuralı gereğince milyarlarca dolar değerinde karşılıklı ticari anlaşmaların akdedildiği duyurulmuştu.

Putin Ankara’yı 2014 yılındaki seyahati ve bu seyahati esnasında Atatürk’ün mezarını ziyareti, 24 Nisan 2015 tarihinde Türkiye yerine Ermenistan’ı ziyaretine bir hazırlık ve kılıf uydurmaktı, fakat elbette muhtemelen bu, Erdoğan’ın Putin ile politik çekişmelerinin ve Türkiye’nin Rusya ile ihtiyatlı ilişkilerinin başlangıcı idi. 

Putin, Ermenistan’ı kendi bölgesel plan ve  uğraşıları için rehin almak, Ermenistan’ı Rusya’nın kontrolü altında tutmak ve Ermenileri asimile etmek amacıyla, Ermenilere yönelik destek ve korumasından doğan rantın sahibi olmak istiyordu, onun tercihlerine göre, aynı zamanda Gürcüler ile Çerkesler arasında gerçekleşen temasın bir benzerinin yaşanmaması için, Çerkesler ile Ermenilerin doğrudan birbiri ile temas kurmaları engellenecekti.

Geçen Nisan ayında dünya Ermeni Soykırımı’nın 100. Yılını anarken, bir çok Çerkes Ermeniler ile aynı hisleri paylaşıyordu ve bir çok Çerkes bu olaya dönük pozitif tutumlarını açıklamıştı; ne var ki Vladimir Putin Erivan’ı ziyareti esnasında atmosferi zehirledi ve kurnaz bir rol oynadı. Putin’in ajandasına Ermeni Soykırımı’nı kullanmayı koyması, bir çok Çerkesi rahatsız etti.

Putin Ermenistan’a Nisan 2015’te gitti; fakat, ziyaretinin amacı, aynı zamanda Ermenistan’da bulunan diğer ülkelerin elitleri ve Başkanları ile buluşmaktı. Bu durum onun için politik bir ağ olayı idi. Putin konuşmasında, “soykırım” dan bahsetti, fakat “Ermeni Soykırımı” sözcüğünü kullanmayıp, Rusya’nın “soykırımların önlenmesine” müdahalesi sözcüklerini kullandı. 

Rusya’nın her yerinde Rusya’nın katıldığı soykırımlar vardı ve hala var. Kafkasya’da, “bir zamanlar burası köy imiş, Ruslar geçmiş üzerinden” ortak bir deyimdir. Ermeniler de Türkler için aynı şeyi söylemektedir.

Rusya, bu sene 21 Mayıs’ta “Den’ Krasnoi Polyany” (Kızıl Çayır Günü) kutlaması yapacağını açıkladı. 21 Mayıs ile ilgili hiçbir şey bilmeyenlere açıklamak lazımdır ki, 21 Mayıs Çerkes Halkı için önemli bir gündür. 21 Mayıs, bütün Çerkeslerin, Çerkes Soykırımı kurbanlarını andıkları bir yas günüdür. Krasnaya Polyana (Kızıl Çayır), Krasnodar (Kızıl Armağan) terimleri ve kanı anımsatan kızıl renk ile bağlantılı her şey, konumuz yönünden Çerkes kanıdır.

24 Nisan Ermeniler için ne ise, 21 Mayıs da Çerkesler için odur.

İronik bir şekilde, Türkler Çanakkale Zaferi kutlamalarını 24 Nisan 2015 tarihine değiştirmişlerdir.

Ruslar ve Türkleri karşılaştırdığımızda bulduğumuz benzerlikleri, aynı şekilde, Ermenileri ve Çerkesleri karşılaştırdığımızda da bulmaktayız. Ruslar da Türkler de Tatarların karışımlarıdır. Gemişte Rus krallıkları Novgorod, Suzdal, Yaroslavl, Kiev, Tver’ ve diğerlerine saldırarak yok eden Ruslar, Tatarlar ile karışmış olan Moskovitlerdir. Rus terimi 1547 yılına kadar mevcut değil idi. Onlar ülkenin yerlileri imiş gibi poz vermek için kendilerine Rusya ve Rus adını seçtiler. İlk Moskovit hanedanı Rurik hanedanı idi. Rurik Bizans Varangian (Vayrag) Muhafızlarının lideri idi. Türkiye’deki halk dahi Bizans ve Tatar karışımıdır. Böylelikle, tamamen doğal bir şekilde, Rusya, Bizans ve Altın Ordu, çift başlı kartalı kendi sembolleri olarak kullandılar.

Netice olarak, Rusya ve Türkiye arasındaki yakın zamandaki rekabet, Rusya’dan (Moskovit Altın Ordu) Türkiye’ye (Bizansa) kontrol ve güç transferi şeklindeki ana ajandayı kamufle etmek için, aynı oyun yazarı tarafından kurgulanmış teatral bir gösteriyi ıspat etmektedir. Duygusal olmayıp gerçekleri analiz etmek lüzumu vardır. Eğer kötünün kazanmasına izin verirsek bütün Kafkasya, Orta Doğu ve muhtemelen bütün dünya, halihazırda başlamış olan ve fakat yayılma zorunluluğu bulunmayan üçüncü dünya savaşı içinde kendisini bulacaktır. Hep birlikte yangını söndürebiliriz. Bu din ile ilgili bir husus değildir. Bu, iyi ve kötü ile ilgili bir husustur. Lütfen savaşları önleyerek ve barışı ilerleterek iyinin yanında olalım. Gelecekteki soykırımları durduralım çünkü bu yapılacak en doğru şeydir.    

Kaynak: http://www.lragir.am/index/eng/0/politics/view/35260

Çeviri: Karden Murat

cherkessia.net/20.02.2016

http://www.cherkessia.net/news_detail.php?id=6901

Share Button