1915 ERMENİ TRAJEDİSİNDEN ÇERKESLER’Mİ SORUMLU

Semih Akgün
Semih Akgün
1915 ERMENİ TRAJEDİSİNDEN ÇERKESLER’Mİ SORUMLU
04 Mart 2015 Çarşamba Saat 10:18

Loris Melikov
Loris Melikov

Fransız tarihçi, Sorbon Üniversitesi Felsefe doktoru, Fransız Jeopolitik Enstitüsü onursal araştırma müdürü, Raymon Kevorkyan, Moskova’da ”Ermeni Araştırmaları Merkezi”nin organize ettiği  ”Ermeni Soykırımı” adlı kitabını tanıttığı etkinlikte, “Kürt cellatların rollerinin abartıldığını, onların ikinci derece rol üstlendiklerini ancak Çerkeslerin gerçekten başrolleri oynadıklarını”, söyledi. “Onlar gönüllü olarak cellatları izliyorlardı”. dedi ( bakınız>http://www.cherkessia.net/news_detail.php?id=6573 )

Sanırım Profesör Kevorkyan, Osmanlı İmparatorluğunun son yüzyılında istihbarat, güvenlik ve askeriye gibi önemli görevlerde bulunan Çerkes kökenli yöneticileri kastederek bu açıklamayı yapmış bulunuyor. Ki bunda gerçek payı olmadığını kimse iddia edemez. Fakat bu nasıl bir düşünce? Çerkesler’in ve Çerkesliğin, Ermeni halkının Anadolu’dan silinmesine yol açan bir dizi trajik olayda nasıl 1. derecede suçlu olduğu öne sürülebilir?

Ama önce başka bir trajediden başlayalım isterseniz;
Rusya; Çerkes Soykırım ve Sürgününü uygulamaya koyduğunda, sadece Rus subay ve askerleri ile mi gerçekleştirdi? Rus çarlık ordusunun bu kadar devasa bir güç oluşturmasındaki asıl neden, çok uluslu organize güç olmasından ileri geliyordu. Her halkı kullanmaya çalıştı Rusya. Tıpkı diğer emperyal güçler gibi.

Çerkesleri ve diğer Kafkasyalı unsurları katleden anlı şanlı generallerin içinde Rus, Alman vardı da Ermeni yok mu idi? Tabii ki vardı. General Zubov, Kafkasya’da kullanılmaları amacıyla beraberinde birçok Ermeni çocuğunu yetiştirmek üzere Rusya’ya götürmüştü. Özellikle, XIX.. yy. başlarında Rusya’da açılmaya başlayan Ermeni okulları, 1816’da ise Moskova’da kurulan Lazarian Enstitüsü’nün bu konuda büyük etkileri olmuş, bu durum Rusya’nın Kafkasya’yı işgal etmesinde önemli bir zemin oluşturmuştu. Ermeniler artık neredeyse tamamen Ruslar’ın yanında yer almışlardı. Enstitü’nün kurulmasını izleyen dönemlerde Rusya’nın Kafkasya’ya gönderdiği komutanların neredeyse yarısının Ermeni kökenli olması bunu açıkça kanıtlamaktadır. Rusya, Kafkasları kesin olarak işgal etmek amacıyla Kasım 1799’da ilk önce kamu işleri ile ilgilenmesi için Kovalenski’yi, daha sonra ise orduyla birlikte General Lazarev’i Gürcistan’a başkomutan olarak gönderdi. General Lazarev, Rusya’ya yerleşen Lazarevler ailesine mensup biri idi.

Çok sayıda Ermeni subay ve askeri Çerkeslerin kökten yok edildiği birçok olayda başrol oynadılar. Lazarev’den Melikof’a kadar bir dizi Ermeni, Soykırımcı Rus Çarlığının emriyle Çerkeslerin ve diğer Kafkasyalıların katledildiği askeri harekatlarda rol aldılar. Fakat bu yüzden Çerkeslerin, Ermeniler ile savaştığını ve onlar tarafından katledildiklerini düşünebilir miyiz? -Hayır!

Eğer böyle düşünürsek, önce Çerkes’in Çerkes ile mücadele ettiğini düşünmemiz daha gerçekçi olur. Çerkasov’da Rus çarlık subayıydı. Rusya, Çerkes Ulusunu toptan yok ederken, yine Çerkeslerin arasından satın aldığı kişi ve grupları da kullandı. Tıpkı Osmanlı gibi. Osmanlı da Ermenileri, Anadolu’dan tamamen kaldırmak istediğinde sanıyor musunuz ki Ermeni işbirlikçiler ile beraber davranmadı?

Anadolu’nun Ermeni acısı yaşamış tüm yerleşkelerinde biraz Ermeniler arasına karışırsanız “O mu, o hain mi!” diye başlayıp süre giden tüm ilençleri duyabilirsiniz. Bunu bir şekilde Kayseri’nin Develi ilçesinde yaşamış bir Ermeni için duymuştum. Bir arkadaşım adını anımsayamadığım bir Ermeni anıldığında diğer soydaşlarının nasıl da tepki verdiklerini uzun uzun anlatırdı.

Bırakın Çerkesleri, Kürtleri vd halkları, Osmanlı, gayrimeşru yollardan işlediği pis işlerinde, tıpkı Rus Çarlığı gibi her halkı, her halktan devşirmeleri kullanmaya çalıştı. Ve yetmediği gibi savaştığı halkın içinden de kimilerini satın aldı.
XIX.ve XX.yy.’da Kafkaslar ve Anadolu’da yaşanılan bütün acıların altında emperyalizmin kirli oyunları yatar. Başta İngiliz ve Almanların.

Ruslar, Ermenileri, Osmanlı, Kürt, Laz ve Çerkesleri “ittifak ediyoruz” diye kullandılar. Açıkça itiraf etmek gerek, kullanıldık. Keşke kullanmasaydılar, kullanılmasaydık, halklar birbirlerine düşmeselerdi. Büyük sivil kayıplara yol açan bu kıtaller gerçekleşmeseydi. Kendileri için anayurt bellenen bu coğrafyalardan bu halklar silinmeseydi. Katliamların ve emperyal hayallerin önüne kamuflaj maskesi olarak insanların inançları/ değerleri/ sembolleri konulmasaydı.

Ancak tarih ne ise o dur. Olmuş bitmiştir. Bugün bundan halklarımız için ders çıkarmak ve gelecek de aynı hataya yinelememek gerekiyor.

Belirtelim, bu gibi üzücü uygulamalar birinci derecede devlet, egemen devlet politikalarından kaynaklanmaktadır. Anadolu Ermeniler’inin yaşadığı bölgelerde, Ermeniler ile çatışacak önemsenecek bir Adığe nüfusu da yoktu. Adığeler, daha çok batıda ve Rum nüfusun bulunduğu yörelerde yaşıyorlardı. Ayrıca Adığeler tüccar, esnaf ya da kentli bir nüfus değil, evi barkı olan köylü, tarımcı bir toplum idiler. Serüven ve hareket olanakları çok sınırlı bir nüfus kesimi idiler. Bu nedenle ve kendiliklerinden katliam yapamazlar. Aksine iddia, hayatın doğal akışına da ters düşer. Toprak da gaspetme düşünülemez. Çünkü bir Adığe ailesi için ideal ölçü 70 dönüm idi, fazlasını işleyemezdi. Bu kadarı zaten ellerindeydi. Ancak İttihatçı/Türkçü kadrolar içinde Çerkes kökenli subay ve bürokratların bulunduğu da yadsınamaz. Bunlar Türkleşmiş olan ve Türkçülük ideolojisini benimsemiş kişiler idiler. Nasıl ki, Rus ordusundaki Rus kökenli olmayan subaylar, kendi ulusları adına değil, Rusya adına hareket ediyorlar idiyse, İttihatçı/Türkçü ama Çerkes kökenli subaylar da İttihatçı Osmanlı iktidarı emrinde ve oradan aldıkları buyruklarla hareket ediyorlardı. Bunu bilmek gerekir.

Bildiğimiz Anadolu’da, Ermeni katliamlarının Çerkesler’ce işlendiğini gösteren hiç bir örnek yok. Çerkesler ve Çerkeslik adına işlenmiş bir cinayet nasıl olabilir? Kökeni Çerkes olup, kötü bir işe alet olmuş insan ya da insan gruplarını nasıl Çerkesler -ya da Kürtler- yaptı diye suçlayabilirsiniz ki? O suçlu kişi ya da kişiler, -ki onların kimi darağaçlarında can verdiler- nasıl Çerkesliği temsil ediyor olabilirler? Onlar sadece ve sadece kendilerini, adlarını, menfaatlerini, bağlı oldukları kurumlarını ya da maaş aldıkları devletlerini temsil edebilirler.

Katillerin arasına giren birileri için halkları suçlamak olur mu? Bu hem Çerkesler, hem de Ermeniler için geçerlidir.

Rusya, tarih boyunca, din yaftası ardında Ermeni ulusunu sadece ve sadece kendi menfaatleri için kullanmaya çalıştı. Ermenisiz bir Ermenistan yaratmak için uğraştı. Kendine tampon bir bölge oluşturmak istedi.

Aynı şekilde Osmanlı da Çerkesleri din yaftası altında uyuttu. Rusya’ya karşı kullanmak ve kendi tampon bölgesini oluşturmak için uğraştı. Emperyalizm her zaman, acımasız kuralları işletir.

Gelelim konumuza; Çarlığın işlediği soykırım suçları için nasıl, Çerkesleri, Ermeniler de katletti diyemez isek, Anadolu’da ki Ermeni kıyımlarında da Çerkesler rol aldı diyemeyiz.

Nasıl bir Çerkes olarak, “kendi savaşımızda kendimizden birilerine karşı da savaştık” diyorsak, karşı taraf ta aynı şeyi görüp, ona göre tanıklık etmeli.

Share Button