Soçi’nin 2014 Olimpiyatları ve Çerkes Aktivizmi

Soçi’nin 2014 Olimpiyatları ve Çerkes Aktivizmi

 

Öncelikle 7. Çerkes Günü’nde görüşlerimizi sunma fırsatı verdikleri için etkinliğe ev sahipliği yapan değerli parlamenterlere ve etkinliği organize eden Avrupalı Çerkesler Federasyonu’na teşekkür ediyorum.

 

21 Mayıs 1864 Çerkeslerin tarihlerinde yaşadıkları en büyük trajediyi, soykırımı simgelemektedir. Çarlık Rusya’sı orduları Kbaada’da, bugünkü adıyla Krasnaya Polyanna’da, zaferlerini kutlarken, yüzbinlerce insan katledilmiş ve bir o kadarı da yaşadıkları topraklardan tamamen silinmelerini amaçlayan plan çerçevesinde, sürgün ile karşı karşıya kalmıştır. 21 Mayıs Çerkesler açısından bir kırılma noktası, yok olmaları için başlatılan kanlı sürecin sembolüdür.

 

142 yıl sonra, 2006 yılında, bütün katliamlar, sürgün ve soykırım yok sayılarak, Çerkesya’nin başkenti Soçi’nin Kış Olimpiyatları’na aday gösterilmesi, beklenenin aksine Çerkesler tarafından tepkiyle karşılandı. Kafkasya Forumu’nun, Soçi’nin olimpiyatlara adaylığı ile birlikte, başlattığı olympicgenocide kampanyası bu süreçte yükselen en güçlü seslerden birisiydi. Dünyanın çeşitli bölgelerinden diyaspora kurum ve bireylerinin destek verdiği imza kampanyasında binlerce imza toplanarak, Uluslarası Olimpiyat Komitesi’ne bir mektup gönderildi. Gönderilen mektupta, Soçi’nin Olimpiyat adaylığına karşı çıkılmış ve bu karşı duruşun gerekçeleri belirtilmişti. UOK’nin konuyla ilgilenecekleri ve araştıracakları yönündeki cevabına rağmen, Soçi, 2014 Kış Olimpiyatları’nin yapılacağı şehir olarak belirlendi. Çerkeslerin itirazı ise bu süreçte daha da yükseldi ve OlympicGenocide kampanyası ile kurulan ilişkiler üzerinde, NoSoçi2014 inisiyatifi oluşturuldu. ABD, Ortadoğu, Avrupa ve Türkiye’den çok sayıda diaspora kurumunu da içine alacak şekilde genişleyen inisiyatif, Soçi gerçeğini dünyaya duyurmak için faaliyetlerine hız verdi. NoSoçi2014.com web sitesi üzerinden, yapılan etkinlikler ve çalışmalar kamuoyu ile paylaşılmaya başlandı ve toplumda ciddi bir karşılık buldu. Kafkasya’dan Soçi Olimpiyatları’na karşı yükselen sesler ise tehdit ve sindirmelerle karşı karşıya kaldı. Hareketin diyasporada güçlenmesi ile beraber, Olimpiyatlar üzerinden Çerkes Soykırımının duyurulması için uluslararası arenada pek çok etkinlik gerçekleştirildi. Bunlardan en önemlileri 2010 yılında Amerika’daki Çerkes Diasporası tarafından, Vancouver’da düzenlenen Kış Olimpiyatları sırasında gerçekleştirilen protestolar, 2012 yılı Nisan ayında tamamlanan Anti-maskot yarışması ve 21 Mayıs’larda düzenlenen kitlesel eylemleridir.

 

Kuşkusuz Çerkeslerin Olimpiyatlara yönelttiği itiraz, tarihte yaşadıkları soykırım gerçeğine dayanıyordu ve bu güne kadar yaşadıkları haksızlığın telafisi yönünde atılan hiç bir adım olmadı. Çok geçmeden diasporanın itirazları, Rusya’nin yürüttüğü hazırlıklar ve kampanya tarzı ile teyit edilmiş oldu. Rusya, tarihsel ve güncel suçlarını, insanlığa ve çevreye verdiği tahribatı örtmek için Soçi oyunlarını bir PR projesi olarak yürütmektedir. UNESCO Çevre Mirası koruması altında bulunan bölgedeki doğal hayatı tahrip ederken, yaşam alanlarını yok ettiği panter, ayı, vb bölgeye has vahşi hayvanları PR projesinin sevimli maskotları olarak kullanmaktadır. 1,5 asır önce yok oluşa sürüklediği Çerkesleri, bölgenin yerli halkını görmezden gelmekte, tarihsel başkenti Soçi’de “barış ve dostluğu” temsil ettiği söylenen bir spor aktivitesi düzenlemektedir. Bu gerçekler şunu göstermektedir; birincisi, Rusya medeni bir ülke olarak değil mafyatik bir şirket gibi yönetilmektedir. İkincisi, Rusya’ya bu önemli PR fırsatını veren UOK hiç bir moral değer tanımayan siyasi bir kurum haline gelmiştir. 2009’da Çerkes soykırını duyurmak için örgütlenen kitlesel eylem, 2010 yılında genişleyerek “May21” insiyatifi adı ABD, Avrupa, Ortadoğu ve Türkiye’den örgütlerin katılımıyla, 21 Mayıs’larda farklı ülke ve şehirlerde kitlesel eylemler organize edildi. Benzer şekilde günümüze gelen süreçte 2011 ve son olarak geçtiğimizi ay düzenlenen eylemlerin kamuoyunda, medyada ve akademi çevrelerinde yarattığı etki ile, Çerkeslerin kimlik mücadelesi ciddi bir ivme kazanmıştır. 2009 yılında birkaç yüz kişi ile başlayan protestolara bugün dünyanın çeşitli şehirlerinde binlerce insan katılıyor ve failinden hesap soruyor.

 

Bugün, yükselen Soykırım ve Soçi muhalefeti söylemi Rusya merkezli çeşitli çarpıtma ve baskılara da maruz kalıyor. Soçi muhalefetinin ve soykırımın yükseldiği sivil demokratik zeminde mücadele yeteneği bulunmayan Rusya, söylemi marjinalize ve kriminalize etme çabası içerisinde. Geçtiğimiz ay Abhazya ve Soçi çevresinde Olimpiyat tesislerine saldırı amaçlı kullanılmak üzere patlayıcı ve silahların ele geçirildiği Rusya tarafından iddia edildi. Bu haberler ile sivil bir zeminde yükselen Çerkes muhalefeti terör ile ilişkilendirilmeye çalışılmaktadır. 21 Mayıs’ın hemen öncesinde, Rus dış işleri bakanlığı Türkiye makamlarına, kitlesel Çerkes soykırımı eylemlerinin engellenmesi çağrısı yapmıştır.

 

Diğer taraftan, Çerkes aktivizmini en aktif bireyleri üzerinden pasifize etme planı da harekete konulmuştur. Kafkasya Forumu, “May21” ve “NoSochi2014” inisiyatifi üyesi arkadaşımız Kuban Kural, 22 Nisan 2012 tarihinden başlamak üzere bir aylık bir süreçte, Slavik görünümlü kişilerce takip ve taciz edilmiş, nihayetinde de Rusça “Sen Öleceksin” yazılı bir notla, ölümle tehdit edilmiştir. Konuyla ilgili gerekli başvurular resmi kurumlara başvurular yapılmıştır. Bununla beraber, Türkiye’deki İnsan Hakları Derneği ile ortak bir basın toplantısı düzenlenmiştir. Toplantıya çok sayıda örgütten destek amaçlı temsilciler katılmıştır. Ayrıca birkaç gün önce Uluslararası Af Örgüt’üne konuyla ilgili gerekli başvurular yapılmıştır.

 

Bu olumsuz süreçte, olumlu karşılanabilecek durum ise, neredeyse tüm diyaspora kurumlarının Kuban Kural’a destek açıklaması ve Çerkeslerin sesinin kısılma çabasının başarıya ulaşamayacağı yönünde ortaya konulan güçlü irade olmuştur.

 

Her geçen yıl güçlenen Çerkes hareketi bundan sonraki aşamada uluslararası örgütlenmesini tamamlayarak kendi politik iradesini ortaya koyacaktır. Rusya’nın kontrol edemediği Çerkes diasporası bu manada en önemli rolü oynayacaktır. Böylelikle Çerkesler bugün karşı karşıya olduğu bütün sorunların birinci derece kaynağı olan tarihsel haksızlıkları telafi etmek için mücadelesine daha güçlü bir şekilde devam edebilecektir. Rusya’nın “geleceğe açılan kapı” olarak lanse ettiği Soçi, Rusyanın geçmiş ve süre gelen suçlarını örtecek milyarlarca dolarlık bir imaj çalışması değil, tarihsel Çerkesya’nın başkenti olarak geleceğe hazırlanmalıdır.

Teşekkürler,

 

18.06.2012, Özgür Aktekin (Kafkasya Forumu adına)

Share Button