TRABZON VALİSİ ÇEÇENZADE HASAN PAŞA VE KALCIZADE OSMAN BEY

TRABZON VALİSİ ÇEÇENZADE HASAN PAŞA VE KALCIZADE OSMAN BEY

 

28 Kasım 1827 tarihli belgeden Trabzon ayanından Kalcızade Osman Bey ile Trabzon Valisi Çeçenzade Hacı Hasan Paşa’nın akraba olduğunu anlıyoruz. Hasan Paşa kızını Kalcızade Osman Bey’e vererek onu damat yapmış ve akrabalık bağı tesis etmiştir.

Ayrıca belgeden Kalcızade Osman Bey’in Trabzon ayanı olmasının yanında silahşoran-ı hassa’dan olduğu yani kılıç sahibi yiğit birisi olduğunu ve Trabzon Valisi olan kayınpederi Çeçenzade Hasan Paşa tarafından Kapıcıbaşılık görevine getirilmek için Der-saadet’e teklif edildiğini anlamaktayız. Ancak bu teklifin daha sonra kabul edildiği anlaşılmaktadır.

4 Ocak 1825 tarihli belgede farklı konulara değinilmekle birlikte konumuz itibarıyla Kalcızade Osman Bey’e Kapıcıbaşılık rütbesi verilmesinin telif edildiği ve bunun uygun bulunduğu anlaşılmaktadır.

28 Kasım 1827 tarihli belgede ise Kalcızade Osman Bey için önceden Kapıcıbaşılık tevcihi istendiği ancak yerine getirilemediği ve söz verildiği belirtilerek bu unvanın verilmesi istenilmektedir.

Son olarak 9 Ocak 1828 tarihli belgede ise kendisinden övgü ile söz edilerek Kapıcıbaşılık tevcihi için hatt-ı hümayun yazıldığı belirtilmektedir.

Trabzon’da bulunan Sülüklü Mezarlığında yaptığımız araştırmada Çeçenzade Hacı Hasan Paşa’nın kızı Kalcızade Osman Bey’in hanımı Havva Hanım’ın kabrini bulabildik. Ancak Kalcızade Osman Bey’in kabrini bulmak mümkün olmadı. Tıpkı Çeçenzade Hacı Hasan Paşa’nın oğlu Trabzon Mütesellimlerinden Bektaş Rüştü Bey’in kabrini bulmanın mümkün olmadığı gibi.

Havva Hanımın kabir kitabesi ve okunuşu yazının en altında verilmiştir.

Belgelerin okunmasındaki katkılarından dolayı Osmanlıca Tarih Edebiyat Grubu üyelerinden Hüseyin Dağ, Aşiyan Sahaf Etem Çoşkun, Mesut Kartal, Murat Özgüngör, Fırat Çağlayan, Abdülhamid Sancak, Yusuf Cantürk, Mustafa Demirel, Turan Kılıçaslan, Zeki Özkan, Hanife Bozkurt, Hülya Komesli Teymur, İnci Abaroğlu, Ayşe Kaviloğlu ve Rumeysa Odabaş’a çok teşekkür ederim.

Saygılarımla,

Murat D. Tosun

Fon Kodu: HAT, Dosya No: 1062, Gömlek No: 43615, Tarihi: 1240 Ca (Cemaziye’l-evvel) 14 (4 Ocak 1825), Konu Özeti: Trabzon Valisi ve Anapa Muhafızı Hasan Paşa’dan gelen evrakın hülasası olup, kale tamiratına Sohumlu Arslan Bey’in ahvaline ve Anapa Muhafızı Abdullah Ağa’ya mirmiranlık ve Trabzon eşrafından Kalcızade Osman Bey’e kapıcıbaşılık verilmesi hakkındadır.

image001

Hâlâ Trabzon Valisi ve Anapa Muhafızı Vezir-i Mükerrem Saadetlü Hasan Paşa Hazretleri tarafından mukaddema varid olan tahriratın hülasasıdır. Fi 14 Cemaziye’l-evvel sene (12)40

Trabzon Valisi müşarün-ileyhin tarafından vürud eden tahriratın işbu bend bend hülâsası manzur u malum-ı hümâyunum olmuşdur. Anapa’nın takviyesi ve kabailin celb ve te’lif-i ve derûn-ı eyâletin nizam ve rabıtası kendisünden kat’i matlub olduğundan iyâb u zihâb (gidip-gelmek) ve derûn-ı eyâlette dolaşmak kendinün zâ’tına ihale olunmak münasibdir. Anapa’da muhafız kaimmakamı olan Abdullah Ağa’ya müşarün-ileyhin iltiması üzere mirmiranlık virilsün. Diğer iltimas eylediği Osman Beğ’e kapıcıbaşılık tevcihi münasib olmağla münasibi vechile cevab tahrir oluna (yazıla) ve mevadd-ı sâire tafsil ve beyan olunduğu üzere tanzim ve ol-vechile icraatına ibtidar olunsun.

İşbu hülasa evvelki Penç-şenbe (Perşembe) günü bâb-ı âlilerinde akd olunan encümen-i şûrada lede’l kıraa(t) bend-i evvelde muharrer Faş kal’ası vakıa lâzzü’l muhafaza mahal olub evvel bahara kadar idare edecek zahiresini Trabzon Valisi müşarün-ileyh uyarmış ise de andan sonrasıçün iktiza eden zahire (yiyecek, içecek) tertibi lazımeden olmağla sabıkına müracaat ve iktizayı ifade etmek üzere bu husus başkaca ihraç ve defterdar efendi kullarına havale olunmuş ve Faş muhafızlarını …..Faş gümrüğü hasılatıyla kendilerini idare ederler iken boğaz-ı mezkûrun mesdudiyyeti (kapalı oluşu) ve girmek …………….. cihetiyle muhafız vekili muma-ileyh fi’l-hakika geçirmeyeceği gibi nümudar (görünen) ise de muhafızlık-ı mezkûr vali-i müşarün-ileyh mahvil-i muvaddan olduğuna binaen vekil-i muma-ileyhin muma-ileyhin ikdar ve ianeyi dahi müşarün-ileyhin bileceği şey olub mesela muhafız vekilini müşarün-ileyhin behresine tecdit ile muktedirce âdemlerini tayin eder yohusa iktizasına göre bi’l-ikdar istihdam eyler re’yine muhavvel idüğünü mutazammın öylece cevab yazısı ve bend-i sanide (ikincide) mezkûr Rusyalunun Faş Boğazını kapayub ticaret ve taayyüşü muattal etmesi kendü toprağına kal’a yapmasından iktiza etmiş denildigine göre ahden ve şarten devletçe ……olmayarak olsa olsa müşarün-ileyh tarafından hem-civarlık usulünce Rusya memurlarıyla bi’l-muhabere bir hüsn-i suret verebilir ise isabet ve belki hüsn-i hürmet kabilinden olacağından tıbk-ı istizanı (izin istemek) vechile Tiflis’de olan Rusya Ceneraline tarafından münasibi vechile mektub yazmasında be’is olunmadığı kendüne tahrir ve iş’ar olunması ve bend-i salisde müşarün-ileyh Trabzon eyaletinde bazı görülecek mesalih beyanıyla Anapa’ya azimeti bunları rü’yetden evvel veyahud sonra olmasını istizan etmiş olmağla eğerce mukaddema Trabzon eyaletinin müşarün-ileyh tevcihi Anapa muhafazasına bi’n-nefs gitmesi kaziyyesine mebni ise de mesalih eyaleti dahi yüzü üstü bırakmak içün hakkından başka müşarün-ileyhin..

Min-el kadim (çok eskiden beri) Faş Kal’ası muhafazasıçün beruce münavebe Canik tarafından ve Gönye Sancaklarıyla Ordu tevabii kazalarından berüce münavebe üç yüz nefer müretteb olarak sakir-i merkûme nöbetçileri geldikde mevcud bulunarak ve Faş İskelesine Gürcü ve Mekri’den (Mingrelia) zahire ve esir ve emtia gelerek ve tüccarı ahz ve ita ile kal’a-i merkûmenin derun ve birûni şenlenmiş gerek hasılatıyla tayinat-ı askeriye idare olunub Faş muhafızı vekili dahi temettu’ edegelmiş iken üç seneden beru Rusyalu Faş suyunun yukarı boğazında Faş’a bir saatten eksik Galuca nam mahalde kal’a inşaasıyla Faş yolunu ve boğazını kapadub Faş’da olan bazarı kem-hâlde icar etmiş ve bu çihetle Faş ahali ve tüccarı taayyüşden mahrum olarak her bir terk-i vatan ederek ve gümrük dahi muattal kalarak kal’a-i merkûme muhafız vekili ve maiyetinde mevcud neferaddan ibaret Faş ve şark canibi gailesi cihetiyle asker tertibine halel gelerek gâh neferat gâh bedelat ile adare etmiş ve otuz sekiz senesi Samsun mübaayasından altı bin kile İstanbuli hınta (buğday) ve iki bin kile İstanbuli şair (arpa) gönderilmiş ise de havanın vehameti cihetiyle çürüyeceğinden zikr olunan hınta ve şairi beher kile İstanbulisi yirmi ikişer kıyye itibariyle Trabzon’da Lazute (18.yüzyıl boyunca Trabzon Vilayetinde Mısır yiyeceğine Lazut denilmekteydi) tebdil ve dakik (un) ettirilüb ol-vechile vaz’-ı anbar olunmuş ise de Faş Muhafızı Vekili’nin ta’katı kalmadığından zaruri dakik-i mezkûr (zikredilen un) ta’yinat askeriyeye verilmiş olduğu ve bundan böyle evvel bahara kadar vefa eder ise de evvel bahardan sonra vefa etmeyeceğini ve idare-i ta’yinat Muhafız Vekili iane ve himem-i devlet-i âliyeye muhtaç olduğu keyfiyatını mübeyyin vekil muma-ileyhin balası ve defter güna varid olan takririyle Faş Nâibinin i’lamı takdim kılındığı ve Faş Muhafızı Vekili celb-i muhafazaya dair vesaya-yı muktezâ-yı tefhim ve sâye-i hümâvâye-i şâhânede şimdilik memha ekmen (mümkün olduğu kadar) ikdarına i’tina olunarak iade olunmuş olduğu beyanıyla iktizasınn icrasına himem-i seniyye erzan buyurulmuş. Müşarün-ileyh br kıt’a kaimesinde tahrir eder. Husus-ı mezkûru mübeyyin vekil muma-ileyhin marru’l-zikr takririyle Faş Naibinin i’lamı Kıt’a 2

Müşarün-ileyh tarafından Faş canibinin istiknah-ı ahvali (bir şeyin durumunu araştırma) zımmında müntehab (seçilmiş, güzide) âdem (adam) gönderilerek Rusyalunun Faş boğazını kapatub ticarat ve ta’ayyüşü muattal etmesi cihetiyle Faş hali kalub hudanegerde (Allah göstermesin) fırsat bulsa her dürlü tasallut edeceği ve Faş’da olan dükkân ve haneler müteheddim (yıkılıp) ve harab olduğu tebeyyün edüb bu keyfiyet münafi-i (uymaz, zıt) ahd u şart olduğundan Tiflis’de olan ceneraline taraf-ı müşarün-ileyhden iş’ar olunması iltimas olunmuş ve devlet-i âliyyeden istizân etmeksizin yazmağa cesaret edememiş ve bu keyfiyetin inhası lazım gelmiş olub Faş iskelesi böyle muattal idiğü suretde ol-havaliye kimesne rağbet etmeyerek her hususda suubet (zorluk)?olacağı beyanıyla bu husus teveccühle olmak iktiza eder ise menut-ı irâde-i âliyye idiğün.

Hâlâ Trabzon Valisi ve Anapa Muhafızı Veziri Mükerrem Saadetlü Hasan Paşa Hazretleri tarafından muahharan varid olan tahriratın hülasasıdır. Fi 28 Cemaziye’l-âhir sene (12)40 (17 Şubat 1825)

Çürüksu ve Faş kal’alarına taraf-ı devlet-i âliyyeden binâ eminleri ta’yin ve nezareti müşarün-ileyhe havale buyurulmuş olduğuna binaen Anapa’nın muhafazazı ve kabailin celbi hususunda Anapa maslahatı müntazam olub elyevm bin beş yüz nefer asker ile ikâmet eden kimmakamı muhafazaya muktedir olduğu ve beyane’l-cemerat götürmek üzere mehebba olan sefine (yelkenli) ile kaimmakam muma-ileyhin ikdarına i’tina ve malzeme-i zarûriye-i mukteziyesi tanzim ve esra’ (süratle) ile celb-i kabail husuna dahi dikkat kılındığı ve Trabzon ve Gönye ve Canik Sancakları birkaç seneden beru şiraze-i nizamından çıkmış ve bu kadar matlubat-ı seniyye muattal kalmış olduğundan bir müddet dahi bakılmasa elviye-i merkûmede yer almış görülemeyeceği ecilden bi-mennihi Teâlâ nizam eyaleti tanzim ve tetmim (tamamlama, bitirme) etmek ve uhdesine muhavvel (havale edilmiş) ma’dene fenninde mahir ma’denciler tedarikiyle mevcud ma’denleri ber-vech germiyet idare ve i’mal ve cevher ma’mul olan mahalleri bi’t-tahri zahire ihraç ederek bu babda bir humat (korumak) ibrazına muvaffak olmak ve ta’mir ve inşası idare olunan kal’aların mahalline varub bi’t-tadatesbâb-ı istihkâmatını ikmal etmek üzere ibtida Canik’e ve andan dahi dahil-i hükümeti olan mahallerin rabıtasını vererek dolaşub avdeti ve ve avdetine kadar mevsim güzeran itmez ise Anapa’ya azimet etmek ve yine Kasım’dan mukaddemce Trabzon’a avdet ve bu suretle mehamm-ı (mühim şeyler) seniyyenin icrasına mübaderet etmeği ve Anapa’ya azimetine vaktin tahammülü olmadığı suretde Anapa’nın askeri Kasım’dan Kasım’a müretteb olduğundan cedid (yeni) asker tesyiriyle (göndermek) atîki celb olunarak Anapa maslahatına bir-vechle halel gelmemek üzere tanzimini müşarün-ileyh tasvib etmiş ve bu suret nezd-i âlide karin-i müsaade olduğu halde bâ-avn-i bârî ifa-yı me’muriyete i’tina yahud ibtida Anapa’ya azimeti irâde buyurulur ise heman sefineler tedarik ve tanzim-i levâzımât ile bilâ-tevakkuf Anapa’ya azimete müsâra’at edeceği beyanıyla terhis yahud Anapa’ya azimeti şıklarında irâde-i seniyye ne-vechile (ne gerekiyorsa) ise iş’ar buyurulması.

Sohumlu Keleş Beğzade Arslan Beğ Trabzon’da ikâmet-i irâresine mebni çend mâh ikâmet ederek müşarün-ileyhin Trabzon’a vürudundan mukaddem ibraz-ı hüsn-i himmet ve sadakat daiyesiyle Sohum ve Abaza canibine gitmiş ve celb-i havadis zımmında ela geçer mülahazasıyla kağıt yazılmayub taraf-ı müşarün-ileyhiden mahsus âdem irsaliyle istidlâ-i ahvale ibtidar olunmuş olduğundan Rusyalu ile kabail beyinlerinde (aralarında) vukuu bulan münakasaya mebni mir-i muma-ileyh kabaili celb ile tevellüt ve İznagoriyle yekden ve yekcihet olarak Rusya ile vaki olan muhaberelerde Rusyaluya galib olduklarından el-yevm Rusyalunun kabaile husumeti derkâr olub fırsat gözettikleri ve kabail tarafı bi’l-umum mukabeleye niyet ve ittifak üzere iseler de tob ve cebhane ve asker ile ianeye muhtaç ıztıraba düçar oldukları feryadıyla kabail-i merkûme nüvat Vaznagori ve muma-ileyh Arslen Beğ’den gelen ma’rûzat takdim kılındığı ve keyfiyet bu veçhile olduğunu müşarün-ileyhin göndermiş olduğu adamlar avdet ile takrir etmiş olduğu ve Rusyalu fırsat bulduğu halde dakika fevt etmeyerek Abaza kavmini daire-i medar (sebeb, vesile) zabt ve istila edeceği beyanıyla bu babda sünüh edecek irâde-i seniyye ne veçhile ise ol-vechile harekete ibtidar edeceğin.

Marûzayat-ı mezkûre kıt’a 3

Müşarün-ileyhin Anapa’da muhafız kaimmakamı olan dergâh-ı âli kapıçı başılarından Abdullah Ağa müddet-i vefireden beri ve müşarün-ileyh hidmetinde müstahdem olub zatında mu’temed (güvenilir) ve mehammşinâs (işinin ehli) ve şayan-ı lütuf ve atufeti bendegân saltanat-ı seniyyeden olduğundan başka el-haletu-hazihi Anapa’ya mütesellimlik ünvanıyla gönderilmiş olub me’mur olduğu hidmetde muma-ileyhin gayret ve ibraz-ı hüsn-i hidmet edeceği meczûmu (kesin karar verilmiş) olduğundan esna-yi me’muriyetinde inayet ve ihsan-ı devlet-i âliyyeye iğtiraren rütnbe-i mirmiran istid’a edeceğini müşarün-ileyh vadetmiş olduğu beyanıyla ağa-yı muma-ileyh rütbe-i mirmiranı tevcih ve ihsanına müsaade-i seniyye şayan buyurulması.

Silahşoran-ı Hassadan ve Trabzon’un eşref-i vücûh u hanedanından (Trabzon hanedanından şerefli, izzetli şahsiyeti) Kalcızâde Osman Beğ erbâb-ı sıdk u istikametden (doğru sözlü) olub bu makuleler haklarında lütuf ve atufet-i seniyye erzân buyurulacağı meczumu Olduğundan ve muma-ileyh ferman-ber ve gayretlü bendegân-ı devlet-i âliyeden olarak şâyeste-i inâyet ve atûfet idiğünden bahisle ba’de ezin (bundan sonra) dahi hüsn-i hidmete teşvik zımmında muma-ileyh kapucıbaşılık rütbesi ihsanına müsaade-i seniyye erzan buyurulması müşarün-ileyh dört kıt’a kaime ve dört kıt’a şukkasında tahrir eder.

Ber muktezâ-yı ruhsat-ı seniyye tarafından muhafız kaimmakamlığıyla Anapa’ya gönderdiği Abdullah Ağa’ya bin beş yüz askeriyle kudretlice göndermiş ve vakıa güzel gayret eylemiş olub lakin eğer kaimmakam göndermeyübde kendüsi bin-nefs (kendisi) gidecek ve yerine Trabzon’a mütesellim birağacak (bırakacak) olsa bu mikdar asker gönderemeyeceği be-didâr (kendini göstermek) yani kendüsi Trabzon’da kalubda Anapa’ya kaimmakam göndermeğin ile bilakis kendüsi Anapa’ya gidüb Trabzon mütesellimi bırakmalığında fark-ı azim olarak kendüsi Anapa’ya gitdükden sonra Trabzon’da kalacak mütesellimi gerüden bir iş göremeyeceği nümûdar (açık seçik görünen) olmak cihetiyle müşarün-ileyhin bütün bütün Anapa’ya gidüb ikâmeti münasib olduğu ilm olub ancak hiç gitmemekten ise bir kere dahi şöyle gidüb Anapa’nın mesalihine dahi bin-nefs rabıta vererek yine Trabzon’a avdeti suretinde dahi muhsenat derkâr olduğundan ve her ne ise şimdi iktiza-yı hali ve maslahatı müşarün-ileyhin kendi re’y ve uhdesine bırakılması (akl-ı selim)? olacağından kendüsine yazılacak cevabname mealinde şu cihetle inha ve istizan etmişsiz vakıa dahil hükümetiniz olan sancakların mesalihini hüsn-i rabıta ve nizama idhâliniz lazımeden olduğu misillü Anapa Kal’asının istihsali esbâb-ı takviye ve tahkimi dahi  her halde sizden matlub olarak iş’arınız veçhile ru’yet-i mesalih eyalet içün bir kere dolaşınız ve gerek bir kere dahi bin-nefs Anapa’ya gidüb oranın mesalih-i muktezâyâsını dahi hüsn-i suret ve takviyyet verdikden sonra yine Trabzon’a vadet etmeniz şıklarından ikisi dahi lazım ve münasib olmakla artık k(h)angisinin takdimi münasib görülür ve ne veçhile icab eder ise öylece icra-yı uhdenize muhevveldir yollu cevab yazılması ve bend-i rabi’de mestur Keleş Beğzâde Arslan Bey’in Abaza kabailile bi’l-ittifak ve Rusyaluya mühâcemaları isâbet add olunur ise de istid’aları vechile canibi devlet-i âliden top ve cebhane asker ile ısdar-ı kaziyyesi ve devlet-i âliyyenin Rusyalu ile olan mesalihasına münafi (aykırı) ve hasbe’l-vakit gayr-i caiz olarak bu suret mukaddemleri dahi bi’d-def’aat kal u kaleme alınmış ve uymamış olduğundan şimdi bu husus içün müşarün-ileyhe yazılacak cevabda eğer kabail başlı başlarına Rusyalu ile mukavemet edemeyecekler ise bunun iyisi maslahatın önünü kapatmak ve münazaayı bir hüsn-i suretle bastırmakdan ibaret olacağına binaen evvel takrirce müşarün-ileyh kendi tarafından ve kendisinden ol-taraflara olan Rusya kumandanına mektub tahririyle bir tarafın Rusya hududuna tecavüzü mücerred öte tarafdan kendilerine münafi-i mesâlihe vâki olan tecavüz ve taaddiyatdan iktiza etmiş ise de beynettarafeyn bu makule evzâ-ı nâ munâsebenin vukuu gayr-i caiz veyahut da niza-i muceb olduğundan kumandan mersum Rusya halkını taaddi ve tecavüzden men’ etmek üzere müşarün-ileyh dahi Anapa kabalini tecavüzden men’ edeceği zeminlerini best ederek yazub def’-i kîl u kâl (dedikoduyu men etmek) suretine istihsâle mübâdete etmesi tavsiye kılınması ve bend-i hamisde muharrer olduğu üzere Anapa’da Muhafız Kaimmakamı olan müşarün-ileyh Abdullah Ağa’nın fi’l-vakî erbâb-ı dirâyet ve liyâkatdenolduğu meclisde bazı erbâb-ı vukuf bendeleri taraflarından dahi ifade ve şâhâdet olunmuş ve el-yevm Anapa muhafazasında bulunmuş olması cihetiyle dahi tazayüd (artma, çoğalma) vaki nüfuzunu muceb olacak suretin icrası münasib görünmüş olacağından müşarün-ileyhin intihayı (nihayet) vechile muma-ileyh kullarına rabıta-i mir miranı tevcih ve ihsan buyurulması menut-ı irâde-i seniyye-i mülükâneleri olan mevaddan idiğü ve bend-i sadisde (altıncı) muma-ileyh Kalcızâde Osman Beğ’e kapucubaşılık tevcihi ittihaz olunmuş ise de Trabzon vücuhundan kapucubaşılarının ekseri (çoğunluğu) pekde münasib olmayacağı cihetiyle bundan sarf-ı nazar olunarak bunun içün dahi müşarün-ileyhe münasibi vechile cevab-ı rafi’ (yücelten cevap) yazılması hususları beyne’l-huzar (hazırda olanlar, hazirun) tezekkür (zikretmek) ve tensib olunmuş (uygun bulunmuş) olduğu muhat-ı ilm-i âlileri buyurulmuş olmakla hususat-ı mezkurede ne veçhile irâde-i seniyye-i cihandârileri müteallik olur ise emr ü ferman hazret-i veliyyü’l emrindir.

Fon Kodu: HAT, Dosya No: 1087, Gömlek No: 44255 Ç, Tarihi: 09 Ca (Cemaziyelevvel) 1243 (28 Kasım 1827), Konu Özeti: Silahşoran-ı Hassa’dan Trabzon ayanı ve damadı olan Kalcızâde Osman Bey’e kapıcıbaşılık rütbesi verilmesi hakkında Anapa Muhafızı Hasan Paşa’dan kethüdâsına yazılan şukka.

image002

Manzûrum olmuştur.

Müşarün-ileyhin iltiması üzere damadı muma-ileyh Osman Beğ kapucubaşılık ruusu verilüb tarafına irsal oluna

Anapa Muhafızı Hasan Paşa kullarının kapu kedhüdâsına me’bus şukkasıdır. Maiyetinde müstahdem silahşöran-ı hassadan damadı Trabzon âyânı Kalcızâde Osman Beğ kullarının yararlığından bahisle kapucubaşılık rütbesi inâyet ve ihsanı hümâyun-ı mülükâneleri buyurulması hususunu inha ve iltimas itmiş olmakla.

İnâyetlü, mürüvvetlü, re’fetlü, daver-i ecell-i ve emcedim sânı kadrim Sultanım Hazreteri,

Silahşoran-ı Hassadan Trabzon Ayânı Kalcızâde Osman Beğ bendeleriçün geçen sene hâki-pâyı mekârim maye-i haret-i vekâletpenâhiden dergâh-ı âli kapucubaşılığı ihsan-ı hümayûn buyurulması istid’a olunmuş ise de hasbe’l-takdir vakt-i merhununa ta’lik (bağlamak) buyurularak cevabnâmeyi âli südur itmiş idi mir-i muma-ileyh bendelerine taraf-ı halasiden vaad olunmuş ve elyevm maiyet-i halisanemde müstahdem ve ma’mur oldukdan başka damadım bulunub sâye-i saltanat-ı seniyyede bu cihetle mesdud olması amir-i güzâr-ı halisânem idiğü malûm-ı mürüvvetleri buyuruldukda vakt-i neşat hazret-i veliü’n-niamide bi’l-münasebe ifade buyurulub istid’â-yı senaveranem muvafık-ı irade-i âliye ve şayân-ı müsaade-i seniyye olur ise mesbuk olan arz ve niyaz-ı acizanem kariniül-is’af buyurularak rikku eltaf la yuhsa-yı kerimanelerinden mir-i muma-ileyh bendelerinin mesdud ve cerağ buyurulmasına himem-i mekârim-i sâmileri izâl buyurulmak menut-ı sâmiye-i zât-ı mekârim-i hasalleridir efendim. Fi 9 Ca (Cemaiyelevvel) sene 243

-Mir-i muma-ileyh bendeleri lede’l-hace hizmet-i saltanat-ı seniyye yarar ve daima himetimizde istihdam olunmakda olmakla bu makûle bendelerini hidemat-ı seniyyeye teşvike amâde ihsan buyurulması istid’a olunan rütbe ve itibar ile olduğu övülmeden müstağni olmağla iktizası menut-ı himmetleridir efendim.

-Manzur-ı meali-mevhur-ı şahâneleri buyurmak içün arz ve takdim kılındı müşarün-ileh bendelerinin is’af-ı (birisinin isteğini kabul etmek) iltimas-ı (tavsiye) müvafık-ı (uygun) irâde-i seniyye-i mülükâneleri buyurulur ise emr ü ferman hazret-i men-leh’ül emrindir.

image0031

Çeçen-zade Hasan Paşa’nın mührü
ما رآه المؤمنون فهو عند الله حسن 

Mâ raâhu’l-mü’minûn fe-hüve indallahi hasen

Müminlerin görüşü Allah’a hoş gelir

Fon Kodu: C.SM.. Dosya No: 47, Gömlek No: 2398, Tarihi: 1243 C (Cemaziye’l-âhir) 21(9 Ocak 1828), Konu Özeti: Trabzon Valisi ve Anapa Muhafızı Çeçenzade Vezir Hasan Paşa’nın damadı Trabzon ayanı Kalcızâde Osman Bey’e kapucubaşılık rütbesi tevcihi.

image0044

Hala Trabzon Valisi ve Anapa Muhafızı Çeçenzâde Vezir-i Mükerrem Saadetlü Hasan Paşa Hazretlerinin maiyetinde müstahdem Şilahşorân-ı Hassadan damadı Trabzon a’yânı Kalcızade Osman Beğ zâtında yarar ve kâr-güzâr olub vücûhla mahall-i re’fet şâyân-ı mekremet olmağla mîr-i muma ileyhin dergâh-ı muallâ kapucubaşılığı ile kadri terfi buyurulmasını müşarün ileyh hazretlerinin ba-tahrirat iltimâs eylediği hâk-pâ-yı hümâyûn-ı mülükâneye lede’l-arz şeref-bahş-ı sudur olan hatt-ı hümâyûn-ı inâyet makrûn-ı şâhâne mucebince avâtıf-ı aliyye-i mülükânemden muma ileyhiye müceddeden dergâh-ı âli kapucı başılığı tevcih ve ruûs-ı hümâyûn i’ta olundı.

Fi 21 C (Cemaziye’l-âhir) sene (12)43

ÇEÇEN-ZÂDE HASAN PAŞA’NIN KIZI HAVVA HANIMIN KABRİ

havva-1

Hüve’l-Hayyu’l-Bâki

Çeçenzâde Hasan Paşa Efendi duhter-i pâki

Paşa kızı demekle âlem içre şöhreti buldu

Be-gâyet sâliha hem âkıle her bir umurunda

Bu yüzden kıza varis izzetiyle hürmetin buldu

Erişti câm-ı mevti âkıbet nûş eyledi nâ-çâr

Hemân dem sahn-ı kadernâ’da olmuş kısmetin buldu

Okurdu nice yıllar külli şey’in hâlikun ammâ

Bu gün innâ ileyhi râciun’dan rahatın buldu

İlâhi sevgilü Zehrâ’dan ayırma bu cânı kim

Ânı Mahşer günü her kim ki buldu Cennetin buldu

Bir âdem çıktı Zühdi söyledi tarih fevtine

Yine gitti cihana Havvâ Hânım devletin buldu

Rızâen lillâhi’l-Fâtiha.

Sene 1263 Şevvâl

O Allah diri ve dâima var olandır.

1-2: Çeçen oğlu Hasan Paşa’nın temiz kızı, halk içinde Paşakızı diye şöhret buldu.

3-4: Çok salih ve her işinde akıllı olup, bu yüzden kazandığı şerefiyle saygınlık kazandı.

5-6: Sonunda ölüm kadehini çaresiz içerek hemen o anda kaderde takdir edilen kısmetini buldu.

7-8: Nice yıllar “Her şey yok olacaktır” ayetini okurdu, fakat bugün “elbette O’na döneceğiz” ayetiyle rahatını buldu.

9-10: Ey Allah’ım! Bu canı Hz. Muhammed’ın (asv) kızı sevgili Fâtımatü’z-Zehrâ’dan(ra) ayırma ki, Mahşer gününde her kim onu bulursa Cenneti bulmuş demektir.

11-12: ey Zühdi bir adam çıktı onun ölüm tarihini söyledi: Yine Cennetlere Havva Hanım gitti de devletini buldu.

Allah rızası için Fâtiha.

Sene Şevvâl 1263/Eylül 1847

Murat Yüksel-Trabzon’da Türk-İslam Eserleri ve Kitabeler C:3

https://muratdursuntosun.wordpress.com/trabzon-valisi-cecenzade-hasan-pasa-ve-kalcizade-osman-bey/

Share Button